9 Ağustos 2011 Salı

UYUYAN BİR MİLLET


Güzel ülkemin insanları... Tarihin derinliklerinden gelen en eski milletlerden. Hiçbir millete nasip olmamış, sadece Türk milletine ait, zaferlerle süslü bir tarih. En geniş sınırlara ulaşmış bir devlet, Osmanlı. Osmanlı’nın küllerinden, esareti kabul etmeyen onurlu milletin mücadelesinden tekrar doğan Türkiye.

Ve her zaman düşmanı bol olan bir millet. Hiçbir zaman rahat bırakılmamış bir ülke. Pusuda bekleyen çakal
sürüleri gibi etrafımızda olan yabancı güçler. Bir anlık gafletimizden yararlanmak için fırsat kollayanlar.
Türk milleti çileli doğar, çileli ölür çünkü hiçbir zaman yabancı eller bu milleti rahat bırakmaz. Çünkü kuyruk acıları vardır. Çünkü topraklarımızda gözleri vardır.

Yıllardır içimizdeki “etki ajanları” yani “toplum mühendisleri” ile yaşamışız. Bu ajanlar camilerimize imam, okullarımıza öğretmen olmuşlar. Belki yargıç, belki savcı, belki bakan, belki başbakan, belki de Cumhurbaşkanı oldular? Ve ülkemizi şekillendirmeye başladılar. Bu başlangıç belki İngiliz istihbarat Teşkilat MI6’nın kurulmasıyla başladı belki de daha önceleri (1909-1949)...

Borç alan emir alır prensibiyle, zor günümüzde bizi düşündükleri için(!) bize borç verdiler. Ama verdikleri borçla iç işlerimize karışmaya hak kazandılar. Yasalarımızı değiştirdiler istedikleri şekilde. Sözde bizim menfaatimize. Fakat bunların hepsi iyiliğimiz için değil aksine kötülüğümüz içindi. Ekonomimizi düzeltmek için ithal gelen ekonomist önce bir parti mensubu oldu ve ardından mensubu olduğu partiden ayrılarak kendisi parti kurdu ve ilk mensubu olduğu partiden söküp aldıklarına kurduğu partiyi bırakıp ithal edildiği yere kaçarcasına gitti. Bunlar düşündürücü değil mi?

Yabancılara satılan varlıklar. Yandaşlara çekilen peşkeşler. Belirli kesimlerin aşırı zenginleşmesi. Suni gündemlerle milletin uyutulması. Televizyon programlarıyla milletin düşünmesini engellemek. Boş işlerle insanların beyinlerini oyalamak.

Korktukları, çekindikleri, dünyanın en iyi ordusunu yok etmeye çalışmak.

Sırf senden yana değil diye, sebepsizce insanların alıkonulması ve bu alıkonulma suresinin yılar sürmesi.

Zenginin daha zengin fakirin daha fakir olduğu, günden güne aradaki farkın açıldığı. Suç oranlarının haddinden fazla arttığı. Polisin suçu önlemek gibi çabasının olmadığı.
İnsani değerlerin ayaklar altına düştü bir ülke haline geldik.

Uyan Türk milleti uyan. Bak ne hale geldik...

 Cemil ÖZCAN

0 yorum: